|
OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUK Temelinde obsesyon denilen düşünceler vardır, devamında ise bu düşüncelerle bağlantılı olarak ortaya çıkan kompulsif hareketler gelir. Obsesyonel düşünce, insan zihninde kalıp bir şekilde yer bulan ve problemle süreçlere yol açan belirtiler ve dürtüler olarak bilinir. İnsanda rahatsızlığa yol açan bu düşünceler insanlara zarar verme, hastalık bulaşma, titizlik, takıntılık, cinsellik, saldırganlık vb olarak ortaya çıkarlar. Gerçeklikle alakaları olmayan düşüncelerdir. İnsanlar zihinlerine ket vurmaları ve bu düşüncelerden kurtulmaları kolay değildir. Kişi düşüncelerden vazgeçemiyor, kendini istemediği, kendisine bile anlamsız gelen konularda sürekli bir düşünce halinde buluyor ise burada bir obsesyon olduğundan bahsedebiliriz. Obsesyonlardan o düşüncelerden kaçarak ya da o an başka düşüncelere odaklanarak, belirli kalıplaşmış düşünceyi geri plana atarak o düşünceden kurtulamaz. Kompulsif dediğimiz hareketler ise sürekli bir şekilde tekrarlanan, törensel dediğimiz şekilde yapılan davranışlardır. Sık sık ocağın altını kontrol etme, ütü açık mı kapalı mı kaldı diye gittiği içinden eve kontrol amaçlı gelmek, sık sık el yıkamak vb gibi davranışlar bunlara örnek olarak gösterilmektedir. Hiçbir amacı olmayan bu hareketler hastayı da oldukça rahatsız etmektedir. Bu hareketler ile mümkün olmayan ancak kendisinin inandığı ve olacağını düşündüğü olumsuz durumlardan yakınındakileri kurtarmak amaçlanmaktadır. Kişi bu kompulsiyonlarından da oldukça rahatsızdır çünkü zamanını alan, işlerini yarıda bırakan, gününü çalan hareketler ile karşı karşıyadır. Dolayısıyla kendisine öfke duyar ancak yine de bu hareketlerinden kurtulamaz. Az önce verilen örnek gibi ütünün fişine bakma düşüncesi obsesyondur ve bunu hareket ile birleştirdiğinde yani eve gelip kontrol ettiğinde kompulsiyon ile karşı karşıyadır. Ek olarak kişi düşüncesinin üzerine gidip başka şeyler düşünmeye çalışsa bile kendisini kurtaramaz çünkü eğer kontrol etmek için eve gitmediği durumda kişide çarpıntı, stres, terleme görülmektedir. Dolayısıyla kişi kendini günlük işlerine veremez. Bu durum da kişide depresyona yol açabilir. Depresif nöbetler sırasında bile hastada obsesyonel düşünceler ortaya çıkabilir. Çocuklarda daha çok temizlik kontrolü, bulaşma ve tekrarlama olarak görülmektedir. Bu hastalık ile yaş arasında anlamlı bir ilişki yoktur. Yetişkinler düşüncelerinin anlamsızlığını bilse de yapmaya devam eder ancak anlamsız olduğunu bildikleri için bu düşüncelerden kurtulmak için tedavi isteyebilirler ancak çocuklar bu düşüncelerin anlamsız ve gereksiz olduğunu bilmeyebilirler. Bu nedenler bazı tekrarlı hareketlerini gizleyebilirler ve söylemek istemezler. Çocuklar da anne babalarına bir şey olacağı korkusu da oldukça yaygındır. Derslerinde başarısız olmalarının nedeni de zihin sürekli obsesyon düşünceleri ile meşgul olduğundan kendilerini derslere veremezler ve konsantrasyon bozukluğu görülür. Arkadaş çevreleri de bu nedenle geniş değildir. Bu hastalığın da 3 şekilde görülme yaygınlığı vardır. - Obsesyonel düşüncelerin baskın olduğu model - Kompulsif hareketlerin baskın olduğu model - Her ikisinin de birlikte görüldüğü model Kadın ve erkeklerde eşit oranda görülmekle birlikte genelde ergenlik ya da erken yetişkinlik döneminde başladığı görülmektedir. Ancak çocuklukta da başladığı bilinmektedir. Çocuklarda 7-12 yaşları aralığı başlama dönemine tekabül etmektedir. Kadınlar da 20-29 yaşlarında iken erkeklerde 6-15 yaş aralığında başladığı görülmüştür. Gidişatta iyileşmeler olsa da kronikleşmiş bir bozukluktur. Hastalıklarla karışmaması için ayırıcı tanının yapılarak tedavi sürecinin yapılması gerekmektedir. Bilişsel davranışçı ekol benimsenerek de tedavi yapılır, ilaç tedavisi de uygulanır. Her ikisi bir arada da yürütülebilir. |
Duyuru Arşivi |